(14240) Numaralı fetva:
Soru: Ben İsviçre’de yaşayan bir müslüman kadınım. Başıma gelen şu zorlu sıkıntıyı aktarmak istiyorum: Müslüman olmadan önce gayr-i müslim biri ile evli idim ve ondan bir çocuğum olmuştu. Çocuğumun adını Mustafa koymuştum. Daha sonra biz boşandık ve kocam oğlumu kendi velayetine almak istedi. Ben de dinin onun lehine hüküm vereceğinden korkarak meseleyi mahkemeye götürmedim ve şu şekilde aramızda anlaşma yaptık. 1- Mustafa'nın babası her yıl belirli bir zamanda oğlunu görebilcek, 2-Mustafa'nın babası, islami geleneklere saygı duyacak, anneye yeme ve içme konusunda karşı çıkmayacak ve çocuğun ilgili terbiyesine müdahele etmeyecektir. Size meseleyi kısaca anlattım. Şimdi konunu daha iyi anlaşılması için meselenin en başından her şeyi anlatmak istiyorum. Ben müslüman olduğumda annem buna karşı çıktı ve bir süre bunu unutup vazgeçmemi bekledi. Fakat daha sonra İslam’ın emirlerine riayet eden bir müslümanla evlendim. Annem daha sonra histeri hastalığına yakalandı. Sonra ben çocuğumu zorla alıkoydum. Eski kocam da beni polise ve soysal güvenlik yetkililerine ihbar etti, benim ve eşim hakkında iftirada bulundu. Daha sonra bir avukat tuttu ve bizi evimizden kovmaya çalıştı. Ben de onun avukatına kendisinin bana iftira attığına dair bir mektup yazdım. O avukata benim hiçbir şekilde çocuğa bakamayacağımı telkin ediyordu. İsviçre’de kişiler dinini seçmekte özgürdürler. Bununla birlikte eğer kişi müslüman ise kanunlar onun aleyhine işliyordu. Bundan dolayı Mustafa'yı kaybetmekten korkuyordum. Daha sonra babası ile anlaşma yaparken niyetimde Mustafa'yı hiçbir şekilde ona göstermek yoktu. Ayrıca kısa bir zaman içerisinde bu ülkeyi terk ederek bu sıkıntıdan kurtulmak istiyordum. Ne yazık ki eşim henüz oturma izni almadı. Bu da henüz İsviçre için vize almadığı anlamına geliyordu. Dolayısıyla bir yere gidemiyorduk. Ayrıca ebeveynim ve eski kocam beraber olup benim ve dinim konusunda aleyhte çaba gösteriyorlardı. Yine onlar Mustafa'yı islam dininden vazgeçirmeye çalışıyorlardı. Benim ve ailemle o kadar uğraştılar ki, olanları buraya aktarmaya mecalim kalmadı. Sonuç olarak şu soruları size yöneltmek istiyorum: 1- Mustafa'nın güvende kalması için babası ile yapmış olduğum anlaşmayı bozabilir miyim? 2- Babasının Mustafa'yı görmesine engel olmam caiz mi? 3- Mustafa başka bir ülkeye göndermem caiz mi? 4- Bu durumda tek başıma yolculuğa çıkabilir miyim, yoksa yanımda mahremim mi olması gerekiyor? 5- İslam’ın aleyhinde olan annem ve babamın torunlarını görmeye hakkı var mı? 6- Bana düşmanlık yapan annem ve babamı ziyaret etmem gerekiyor mu? Mustafa için çok endişeleniyorum, kendisinin bir ikilem içerisinde kalmasından korkuyorum. İki aydır kendisi burada (Malo) islami bir okulda derse başladı ve Kur’ân-ı Kerim öğreniyor. Kendisi okulunu ve arkadaşlarını çok seviyor. Yine aslen İsveçli olmasına rağmen Arap çocuklardan daha iyi Arapça konuşuyor ve arkadaşları ile beraber bir çok süre ezberlediler. Kendisi çok zekidir. Bununla birlikte babasının onu dininden uzaklaştırmasından korkuyorum. Çünkü babası kötü biridir ve kendisinin dine saygılı olduğunu söylediğinde yalan söylediğini biliyorum. Ben olgun ve akıllı bir kadınım. Bu din sayesinde güçlü olduğumu hissediyorum. Dolayısı ile kendi açımdan dinime bir zarar geleceğinden endişelenmiyorum, fakat oğlum kendisini koruyamaz. Şimdi şu şekilde mantıklı olur mu, bir taraftan çocuk benim namaz kıldığımı görecek Kur’an okuduğumu duyacak, diğer taraftan da babasının küfür içerisinde yaşadığını görecek? Bu durumla karşılaşan Mustafa ikilem içerisinde kalacak ve doğruyu yanlıştan ayırt edemeyecektir. En hızlı bir şekilde bu sorularımı cevapladığınızda size minnettar kalacağım. Allah’ın izni ile elimden geldiği kadar Mustafa'nın müslüman kalması için çalışıyorum. Dolayısı ile bu konuya önem vermenizi istiyorum. Son olarak, müslüman olmayan babasından çocuğu ayırmam caiz midir?
(Bölümün numarası 21; Page No. 196)
(Bölümün numarası 21; Page No. 197)
(Bölümün numarası 21; Page No. 198)
Cevap: Sen müslüman, eski kocan kafir olduğu sürece öncelikli olarak çocuğun senin yanında kalması ve sana tabi olarak senin dinine tabi olması gerekir. Çünkü kafirin müslüman üzerinde velayeti yoktur. Allah Te'âlâ Nisa süresinde: (Bölümün numarası 21; Page No. 199)
Allah kâfirler için mü'minler üzerinde asla bir yol kılmaz.
buyurmuştur. Başka bir ayette ise:
Mü'min erkeklerle mü'min kadınlar da birbirlerinin velileridir.
buyurmuştur. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.