Üçüncü soru, (8705) no'lu fetvadan:
(Bölümün numarası 1; Page No. 589) Soru 3: Bizim yanımızda hastaları Arap tıbbı yoluyla tedavi den bir adam var. Başımdan geçen şeyi size aynen aktaracağım: Ben hasta idim, beni karanlık bir odaya koydu. Adam Kur'ân ve bazı ayetler okumaya ve Allah'ın salih velilerinden bazılırının isimlerini çağırmaya başladı. Bundan sonra sanki büyük bir kuş odaya girdi, kanatlarının sesini duyuyor ama bir şey görmüyorsun. Sonra yüksek bir ses duyuldu ve ismimle bana selam verdi. Bir cisim görmedim ancak muayene esnasında sırtıma dokunulduğunu hissettim. Hastalığın şiddetinden elem duyuyordum. O ses bana dedi ki: Allah'ı zikret ve Peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v.) salat-ü selam getir. Muayene bittikten sonra bana dedi ki: Senin hastalığın şu, şu, onun ilacı bende yok. Sen genel sağlık doktoruna git. Hastahanede yatman gerekir. Hastahaneye gittim ve yattım ve Allah'ın izniyle şifa buldum. Bu adamın sihir çeşitleri konusunda uzmanlığı var. Zira eşler gerdek gecesinde hanımlarına yaklaşamıyorlar. Bu adama gittikten sonra, onlara içinde sihir olan bazı kitapçıklar çıkarıyor ve bu kitabı, kendisine sihir yapılan kimsenin kucağına atıyor. Bu sihiri çıkardıktan sonra Allah'ın izniyle şifa buluyor.Bu konuda soru şu: Bu adama gitmek şirk sayılır mı? Bu adam bir ücret de talep etmiyor.
Cevap 3: Bu, Peygamber'in (s.a.v.) onlara gitmeyi, sormayı ve tasdik etmeyi nehyettiği medyum ve kahinlerdendir. Zira
Müslim
Sahih'inde
Peygamber'den (s.a.v.) rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur:
Kim arrafa gider ve ondan bir şey sorarsa, kırk gece namazı kabul olmaz.
Sahih olarak yine Peygamber'den (s.a.v.) şöyle rivayet edilmiştir:
Kim bir kahine gider, dediklerini doğrularsa şüphesiz ki Muhammed’e indirilmiş olanı (Kur'an'ı) inkar etmiş olur.
Bu anlamda hadisler çoktur.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.