(Bölümün numarası 3; Page No. 175)
Allah'ın geliş sıfatı
(Bölümün numarası 3; Page No. 176) Birinci soru, (5957) no'lu fetvadan:
Soru 1: Te'vil konusunda Selef ve Halef imamları arasında vuku bulan ihtilafları biliyorsunuz. Bizler inşaallah Selef âlimlerinin benimsediği görüşü savunmaktayız. Ancak bana bir soru yöneltildi. Bu soru,
Nasıru'din el-Albani'nin
İmam Suyuti'nin "El-Camiu's-Sağir ve Ziyadatuhu" adlı eserini tahkik ederken zikrettiği
hadisle ilgilidir.
Hadisin metni şöyledir:
Bu gece Rabbim Tebâreke ve Teâlâ en güzel surette bana geldi ve şöyle dedi: Ey Muhammed, Mele-i a'lânın (yüce melekler topluluğu) nelerde yarıştıklarını biliyor musun? "Hayır" dedim. Elini iki omuzumun arasına koydu. Ta ki, serinliğini göğüslerimde hissettim ve göklerde ve yerde olanı öğrendim.
Hadisi
İmam
Tirmizî
ve Ahmed
İbn Abbas'tan rivayet etmişlerdir.
Soru; Allah'ın bu gelişi ne şekilde olacağıdır. Allah'ın gelişi, gerçek manasıyla, yani Allah'a yakışan bir geliş şeklinde mi tefsir edilecek yoksa, bizim burada var olan
Eş'ariler'in
yaptığı gibi mi te'vil edilecek?
Cevap 1: Hadiste geçen Allah'ın geliş sıfatı, hakiki manasıyla yani, Allah'a layık olduğu ve mahlukatın gelişine benzemeyen bir şekliyle tefsir edilmesi gereklidir. Bizler bu ayeti, Allah'ın rahmetinin gelişi veya meleklerden bir meleğin gelişi şeklinde yorumlamadığımız gibi, Selef'in bu ayeti ispat ettiği şekliyle ispat ederiz.
Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bazı alâmetlerinin gelmesini bekliyorlar.
(Bölümün numarası 3; Page No. 177) Yani teşbih, temsil, te'vil ve ta'til (işlevsiz bırakmak) yapmadan kabul ederiz. Çünkü Allah (c.c) şöyle buyurmuştur:
O'nun benzeri hiçbir şey yoktur.
Diğer bir ayette:
Allah sameddir.(2)O, doğurmamış ve doğmamıştır.(3)Onun hiçbir dengi yoktur.
Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.