(9457) no'lu fetvanın ikinci sorusu:
Soru 2:
Allah'a davet tevkîfî midir, tevfîkî mi?
Cevap 2: Allah'a davet, davette bulunan kişinin bu daveti sırasında Allah'ın davetçileri yönlendirdiği hikmet, güzel öğüt, içtihadi konularda başkasına üstün gelmek için veya kendi görüşüne taasupla bağlanmak amacıyla değil de, hakka ulaşmak amacıyla en güzel olan yöntemle tartışmak gibi hususlara uyması bakımından tevkîfîdir. Allah te'âlâ şöyle buyurmuştur:
(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!
(Bölümün numarası 3; Page No. 380) ... Ayrıca münkeri, eğer gücü yetiyorsa ve bu işin ehli ise reddederek eliyle değiştirir. Eğer gücü yetmiyorsa, diliyle; buna da gücü yetmiyorsa, kalbiyle ki bu da imanın en zayıf noktasıdır. Allah'a davet farz-ı kifayedir. Bazı kimseler yaparsa diğerlerinden sorumluluk düşer. Ancak kendileri sayesinde davet yapılabilen kimseler için ise farz-ı ayndır.Davet ameli, vuku bulması bakımından ise tevfîkîdir. Şu manada ki Allah te'âlâ, kendisine davet vecibesini eda etmek üzere kimi muvaffak kılmayı dilerse, onun gönlüne genişlik verir ve bu işin sebeplerini o kimse için hazırlar. Bu Allah'ın bir fazlı ve rahmetidir. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.