Allah'ı çokça anmak

(19212) Numaralı fetvanın ikinci sorusu: (Bölümün numarası 24; Page No. 152)  Soru 2: Ben Selef alimlerinin, günde tahmid (Elhamdulillah), tekbir (Allahu Ekber) ve tehlillerin (La ilahe illallah) aksine bin defa Allah'ı tenzih ederek (Subhanallah) zikir yaptığını okumuştum. Daha sonra başka kitaplarda, sabah ve akşam virdlerine (dua, zikir) devam edenin Allah'ı çokça zikredenlerden olacağına dair bir bilgiye rastladım. Bu iki sınıf arasındaki farkın sebebi nedir?


2: Yalnızca Allah Te'âlâ için yapılan zikir, ibadetlerin en faziletlilerinden biridir ve belli bir adet veya şekil ile sınırlı değildir. Nevevi "Ezkar" isimli eseri, 9 numaralı sayfadaki fasılda şöyle söyler: "Biliniz ki, zikrin fazileti tesbih, tehlil, tekbir ve tahmid ile sınırlı değildir. Aksine Allah'a itaat ile ibadet eden her kul, onu zikretmiş olur. Said b. Cübeyr ve diğer başka alimler de bu görüştedirler." Yine İbn-i Hacer Şerh-i Mişkat isimli eserde şöyle söyler: "Zikir meclisleri, itaat meclisleridir. Onların helal ve haram meclisleri olduğunu (haram ve helallerin konuşulduğu meclis) söyleyen kişi, zikir çeşitlerinden birini vurgulamıştır." Her Müslümanın Resulullah (s.a.v.)'tan bizlere ulaşan sabah ve akşam ezkarını, dua ve zikirlerini muhafaza etmesi gerekir. Çünkü onlar Cevami'ul-Kelimdir ( az kelimeyle çok derin manalar ifade eden sözler) ve diğerlerinden çok daha faydalı ve tesirlidir. Allah Te'âlâ çokça zikreden erkek ve kadınları övmüş ve şöyle buyurmuştur: Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar. (Bölümün numarası 24; Page No. 153)  ve Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar Alimler çokça zikirden kastın ne olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir. Nevevi'nin ezkar isimli eserinde İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediği nakledilir: "Allah'ı zikredenler ile kastedilenler, namazlarının ardından, gündüz ve akşam yemeği vakitlerinde ve yataklarında Allah'ı ananlardır. Onlar her uykudan uyandıklarında, evden çıkacakları ve eve girecekleri zamanlarda Allah Te'âlâ'yı zikrederler." Mücahid şöyle söyler: "Allah'ı çokça zikreden kadın ve erkekler, ayakta iken, otururken ve yatarken de onu anarlar." Atâ ise şöyle der: "Kim beş vakit namazını hakkıyla kılarsa Allah Te'âlâ'nın şu ayette kastettiği gruba dahil olur: Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar. Ebu Said el Hudri (r.a.)'nin rivayet ettiği bir hadiste Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir kimse geceleyin karısını uyandırır da beraberce veya her biri kendi başına iki rek’at namaz kılarlarsa, Allah’ı çok anan erkekler ve Allah’ı çok anan kadınlar arasına yazılırlar. Bu, meşhur bir hadistir. Hadisi Ebu Davud, Nesai, (Bölümün numarası 24; Page No. 154)  Ve İbn-i Mace, Sünen tarzı eserlerinde, Ahmed b. Hanbel ise, Müsnedinde nakletmiştir. ( cilt:3, sayfa:75) Şeyh İmam Ebu Amr b. es-Salah'a, Allah'ı çokça zikreden erkek ve kadınların zikirlerinin miktarı sorulduğunda o şöyle cevap vermiştir: "Bu, nakledilmiş zikirlere devam etmektir. Yani Resulullah (s.a.v) ve ashabından bize ulaşan sabah-akşam, gece-gündüz, farklı durum ve zamanlarda okunması gereken dua ve zikirleri yerine getirmektir." Amelu'l-Yevm ve'l-Leyl (Gece ve Gündüz İbadeti) isimli eserde de böyle açıklanmıştır. En doğrusunu Allah bilir. İbn Kesir Tefsirinde (cilt:3, sayfa:495) İbn-i Abbas (r.a.)'ın Allah'ı çokça zikredin. ayeti hakkında şöyle buyurduğunu zikreder: Allah, kullarına hangi farizayı farz kılmışsa onun için mutlaka belirli bir sınır koymuştur. Sonra o farizayı yapmayanları -ma'zeret durumunda- ma'zûr say­mıştır. Yalnız zikir bunun dışındadır. Allah Te'âlâ zikre son verilebile­cek bir sınır koymadığı gibi, terki için de hiç bir kimseyi ma'zûr sayma­mıştır. Ancak terk etmek zorunda olanlar müstesnadır. Allah Te'âlâ: Onlar Allah'ı anarlar.. (Bölümün numarası 24; Page No. 155)  buyurmuştur. Ayakta ve otururken, gece ve gündüz, karada ve denizde, seferde ve hazarda, zengin ve fakîr, sağlıklı ve hastalıklı, gizli-açık ve her halü­kârda Allah'ı zikredin. Allah (c.c.), Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin. buyurmuştur. Bunu yaptığınızda Allah ve Melekleri size salat ve selam ederler." Resulullah (s.a.v.) her zaman Allah Te'âlâ'yı zikrederdi. Aişe (r.a.) bir hadiste şöyle buyurur: Resulullah (s.a.v.) her an Allah'ı (c.c.) anardı. Hadisi İmam Müslim Sahihinde nakletmiştir. Böylece Allah'ı çokça anan erkek ve kadınların vasıfları ile soruda zikredilen iki sınıfın ikisinin de yaptığının doğru olduğu açıklanmıştır. Allah'ın emirlerine itaat edip, yasakladıklarından sakınan her kul, ona zikretmiş olur. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin


Tags: