(5446) no'lu fetva:
Soru: Bugünlerde kadınlara altın satışı yapan kadın tüccarlar ortaya çıktı. Bu tüccarlar on bin değerindeki altını ücret teslimini erteleyerek yirmi bine satıyor. Kuyumcular da böyle yapıyorlar, onlardan bazıları kadınlara ve erkeklere altın satıyor, ücretin bir kısmını alıyor, kalan kısmını da belirsiz bir süreye erteliyor. Bunu yapmasının sebebi olarak da müşteriye karşı merhametli olmak ve ona kolaylık sağlamayı gösteriyorlar. Sizin bu konu hakkında bir hüküm çıkarmanızı rica ediyoruz. İnşallah bu fetvayı kuyumculara götürürüz. Rabbim bizleri sebep olarak fayda verenlerden kılar.
Cevap: Altının peşin olarak değil de ücretinin tamamının ya da bir kısmının ertelenerek satılması caiz değildir. Ücretin ödeneceği zamanın belli olup olmaması bir şey değiştirmez. Bu şekilde yapılan satış batıldır. Akit haramdır, bunu yapan kişi de büyük bir günah işlemiştir o büyük günah ise, faizdir. İki durumu da göz önüne alırsak, ki birincisi; on bin değerindeki altının ücret teslimi ertelenerek yirmi bine - daha az ya da çok olabilir- satılmasıdır, ki bu Riba-i Fadl ( tartılan veya ölçülen şeylerin kendi cinsi ile peşin olarak ve fakat ziyadesi ile satılması ile meydana gelen faiz) ve Riba-i Nesie ( tartılan veya ölçülen şeylerin kendi cinsi ile veresiye olarak mübadele etmek suretiyle meydana gelen faiz.) arasındadır. İkincisi ise; Riba-i Nesie kapsamına giren, ücretin bir kısmının geciktirilmesidir. Bunların ikisi de kitap, sünnet ve icma ile haram kılınmıştır. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur:
Halbuki Allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır.
ve şöyle buyurmuştur:
Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.
Yine Rabbimiz Şöyle buyurmuştur:
Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin.(278)Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.
Resulullah (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur:
O, faiz yiyene, onu verene, ona şahitlik edenlere ve onu yazana lanet etmiştir ve şöyle buyurmuştur: Bunlar eşittirler.
Sahih-i
Buhari'de
Ebu
Said el-Hudri
(r.a.)'den Peygamber (s.a.v.)'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir:
Altını, altınla satmayınız, ancak misli misline olursa müstesna, onun bir kısmını bir kısmı üzerine artırmayınız. Gümüşü gümüş ile satmayınız, ancak misli misline olursa müstesna, onun bir kısmını bir kısmı üzerine artırmayınız. O ikisinden ortada olmayanı hazır olan şeyle satmayınız.
Yine aynı eserde
Ebu Minhâl
şöyle söylemiştir: Berâ
b. Âzib
ve Zeyd b. Erkam
(Bölümün numarası 13; Page No. 487) (r.a.)'a sarf (para ve onlara benzer şeyleri değiştirmek suretiyle satış) hakkında sordum. İkisi de birbiri hakkında " O benden daha hayırlıdır." diyordu. Sonra şu hadisi rivayet ettiler:
Resûlüllah (s.a.v.), borç olarak altının gümüşle satılmasını nehyetti.
Rabbimizden başarı istiyoruz.
Başarı Allah'tandır! Allah Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.