Ölü kefenlendikten sonra onu sağlam bir tabuta koymak ve bu şekilde kabre koymak

(17883) Numaralı fetvanın 1., 3., 4., 5., 6., 8. ve 12. soruları: Soru 1 : Ölü kefenlendikten sonra onu sağlam bir tabuta koymak ve bu şekilde kabre koymanın hükmü nedir?


Cevap 3 : Karı ile kocanın bir mezarda gömülmesi caiz değildir. Ancak ihtiyaç durumunda hastalıktan ve savaşlardan dolayı ölüler fazla olursa böyle bir durunda iki, üç ve daha fazla kişi kazılan bir çukura gömülebilirler. Peygamberimiz (s.a.v.)'in uhut savaşında ölenlere yaptığı gibi. Soru 4 : Bir kadının kabrini kocası onun yanına gömülmeyi vasıyet ettiği için ve kocasını yanına gömmek için kazıp, açmanın hükmü nedir? Kabrin kazılmasını ve açılmasını dinen caiz kılan durumlar nelerdir? Cevap 4 : Bu kadının kocası vasiyet bile yapmışsa yine de kocasını onun yanına gömmek için kadının kabrini açmak caiz değildir. Soru 5 : Ölünün, cenazeye refakat edenlerin ayak seslerini duyduğunu ifade eden kitap ve sünnetten delili nedir? Yine ölünün, kendisini ziyaret edenleri gördüğünü ifade eden kitaptan ve sünnetten delili nedir? Eğer bu doğru ise özellikle ölünün ziyaret edenleri gördüğü vakit ne zamandır ve ziyaret için en faziletli vakit ne zamandır? Cevap 5 : Sahiheyn'de sabit olan hadiste, ölünün kendisini defnettikten sonra dönenlerin ayak seslerini işittiğini ifade ediyor, Enes (r.a.)'dan rivayet edilen hadiste Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: (Bölümün numarası 7; Page No. 302) Kul, mezara konulduktan sonra kendisini defneden cemaat mezardan ayrılırken onların ayak seslerini duyar. Daha sonra iki melek gelip kabirdeki kişiyi oturturup sorarlar: “Muhammed adındaki bu adam hakkında ne diyordun?” Mü’min olan kabir ehli der ki: “Şahadet ederim ki O, Allâh’ın kulu ve Rasûlü’dür.” Ona; “Cehennemdeki yerine bak, Allâh sana Cennette bir yerle değiştirmiştir” derler. Kul iki yeri de görür. Katade şöyle dedi: Bize bahsedildi ki: Kişinin kabri onun için genişletilir, daha sonra yine Enes'in hadisine döndü ve dedi: Kâfir veya münâfık ise şöyle cevap verir: Bilmiyorum. Ben, insanların dedikleri gibi diyordum. Bunun üzerine ona şöyle denilir: Ne hak ve doğru olanı bildin, ne de Kur'ân'ı okudun. Sonra iki kulağının arasına demir bir balyozla öyle vurulur ki haykırıp feryat koparır. Öyle ki insanlar ve cinler dışında, onlara yakın olan hayvanlar ve melekler bu feryadı işitir. Ölünün ziyaret edilmesi ile ilgili bu vakti açıklayan özel bir nas yoktur. Ancak Peygamberimiz (s.a.v.) belli bir vakit zikretmeden öğüt ve ibret almak için kabirlerin ziyaret edilmesini emretti ve şöyle buyurdu: Size kabir ziyaretini yasaklamıştım, (şimdi buna izin veriyorum.) Onları ziyaret ediniz. Çünkü bu ziyaret size âhireti hatırlatır. Bizim bildiğimiz kadarıyla ölülerin kendilerini ziyarete gelenleri gördüğü özel bir vakitten bahseden bir hadis bilmiyoruz. Asıl olan bunun olmaması gerekir. Ancak bunun hakkında delil varsa başka, yine asıl olan eğer delil yoksa ölülerin hayatta olanların sözünü işitmemeleridir. Ancak bu konuda Enes'ten zikredilen hadiste bunun varlığı sabit oluyor. Eğer hadisten özel delil olmasaydı gördüğünü ve işittiğini söyleyemezdik, bu konuda sabit olan Yüce Allah'ın şu sözünden dolayı: Sen kabirlerdekilere işittiremezsin! ve Yüce Allah'ın şu sözünden dolayı: Bil ki sen ölülere işittiremezsin. Ayet.


Tags: